Göz sağlığı, insanların yaşam kalitesini belirleyen en önemli unsurlardan biridir. Günlük yaşamda gözlük veya kontakt lens kullanmak, görme bozukluğu yaşayan bireyler için hem pratik hem de estetik açıdan çeşitli zorluklara yol açabilir. İş hayatında, spor aktivitelerinde ya da sosyal yaşamda gözlük bağımlılığı özgürlüğü sınırlayan bir faktör haline gelebilir. Bu noktada devreye giren göz lazeri operasyonları, görme kusurlarını kalıcı olarak düzeltme hedefiyle uygulanır. Peki göz lazeri gerçekten kesin bir çözüm müdür?
Bu soruya cevap vermek için hem tıbbi boyutu hem de uzun vadeli sonuçları değerlendirmek gerekir. Uzman görüşlerine göre göz lazeri pek çok hasta için son derece etkili ve kalıcı bir çözüm sunar. Ancak her bireyin göz yapısı farklı olduğu için sonuçların kişiden kişiye değişebileceği unutulmamalıdır. Op. Dr. Diclehan, lazer cerrahisinin yüksek başarı oranları sunduğunu, fakat “kesin çözüm” ifadesinin her hasta için farklı anlamlar taşıdığını vurgulamaktadır.
Görme Kusurlarını Kalıcı Olarak Düzeltmek
Göz lazerinin ana amacı, miyop, hipermetrop ve astigmat gibi görme bozukluklarını ortadan kaldırmaktır. Lazerle kornea yeniden şekillendirilir ve ışığın retina üzerine doğru odaklanması sağlanır.
Birçok hasta için gözlük ve lens kullanımı hem maddi hem de yaşam konforu açısından yük oluşturmaktadır. Lazer operasyonu sayesinde bu bağımlılıktan kurtulmak mümkün olabilir.
Gözlüksüz yaşam yalnızca görme kalitesini artırmaz, aynı zamanda sosyal yaşamda özgüvenin de yükselmesine katkı sağlar. Op. Dr. Diclehan, hastalarının büyük çoğunluğunda operasyon sonrası yaşam kalitesinde belirgin bir iyileşme gözlendiğini ifade etmektedir.
Refraktif cerrahi olarak bilinen göz lazeri operasyonları 1980’li yıllardan itibaren uygulanmaya başlamıştır. İlk excimer lazer yöntemlerinden günümüzdeki femtosaniye ve SMILE teknolojilerine kadar büyük bir ilerleme kaydedilmiştir.
Bugün dünya genelinde milyonlarca kişi göz lazeri operasyonu geçirmiştir. Başarı oranlarının %95’in üzerinde olduğu rapor edilmektedir.
Miyop
Miyop hastalarında uzak mesafeler bulanık görünür. Lazer operasyonları, korneayı yeniden şekillendirerek ışığın retina üzerine doğru odaklanmasını sağlar.
Hipermetroplarda yakın görme zorluğu daha sık görülür. Lazer cerrahisi korneanın eğimini artırarak görme netliğini düzeltir.
Astigmat, kornea yüzeyinin düzensiz kavislenmesiyle oluşur. Lazer, bu düzensizliği gidererek daha net bir görüş kazandırır.
Yaşla birlikte ortaya çıkan yakını görememe problemi, lazer cerrahisinin sınırlı kaldığı alanlardan biridir. Bu durumda farklı yöntemler tercih edilmektedir.
LASIK
En yaygın kullanılan yöntemlerden biridir. Kornea yüzeyinde ince bir flep açılır, lazer uygulanır ve flep tekrar kapatılır. İyileşme süresi hızlıdır.
Kornea yüzeyi inceltilerek yapılan PRK yöntemi, özellikle korneası ince olan hastalarda tercih edilmektedir. İyileşme süresi LASIK’e göre daha uzundur.
PRK’nin geliştirilmiş versiyonudur. İyileşme süresi biraz daha kısa, hasta konforu biraz daha yüksektir.
Minimal kesiyle yapılan modern bir yöntemdir. Kornea bütünlüğünü daha iyi koruduğu için komplikasyon riski daha düşüktür.
Wavefront teknolojisiyle yapılan lazer operasyonları, kişiye özel olarak planlanır. Bu sayede görme kusurları en ince ayrıntısına kadar düzeltilebilir.
Göz Muayeneleri
Lazer operasyonu öncesinde detaylı muayene yapılır. Kornea kalınlığı, gözyaşı seviyesi, retina sağlığı ve göz numarasının stabil olup olmadığı değerlendirilir.
Op. Dr. Diclehan, operasyon öncesi hastaların beklentilerini anlamanın çok önemli olduğunu belirtmektedir. Gerçekçi olmayan beklentiler, operasyon sonrası hayal kırıklıklarına yol açabilir.
Operasyon öncesi lens kullanımının bırakılması, göz hijyenine dikkat edilmesi ve işlem günü makyaj yapılmaması gerekir.
Genellikle göz damlası şeklinde anestezi uygulanır. Hasta operasyon sırasında acı hissetmez.
Lazer cihazı ile kornea yeniden şekillendirilir. İşlem genellikle her iki göz için toplam 10–15 dakika sürer.
Çoğu hasta operasyonu kolaylıkla tolere eder. Hafif bir baskı hissi dışında ciddi bir rahatsızlık oluşmaz.
İlk Saatlerdeki Etkiler
Batma, yanma, sulanma ve ışığa hassasiyet görülebilir. Bu etkiler genellikle 24 saat içinde azalır.
LASIK yönteminde birkaç gün içinde görme netleşir. PRK ve LASEK’te bu süreç biraz daha uzun olabilir.
İlk gün, birinci hafta, birinci ay ve altıncı ay kontrolleri düzenli olarak yapılmalıdır.
Geçici göz kuruluğu, ışık parlamaları ve gece görmede azalma görülebilir.
Korneanın zayıflaması, çok nadiren tekrar operasyon gerekliliği ve bazı hastalarda ilerleyen yıllarda numara değişiklikleri yaşanabilir.
Op. Dr. Diclehan, lazer cerrahisinin her hastaya uygun olmadığını, özellikle kornea yapısı zayıf olanlarda veya retina hastalığı bulunanlarda uygulanamayacağını vurgulamaktadır.
Çoğu hasta uzun yıllar gözlüksüz yaşam sürer. Ancak yaşa bağlı presbiyopi ya da katarakt gelişimi lazerden bağımsız olarak ortaya çıkabilir. Düzenli göz kontrolleri sayesinde bu süreçler takip edilebilir.
Göz lazeri, çağımızın en başarılı ve en güvenilir cerrahi yöntemlerinden biridir. Ancak kesin çözüm kavramı, her bireyin göz yapısı, yaşı ve yaşam tarzına göre farklılık göstermektedir. Doğru hasta seçimi, uygun yöntem tercihi ve deneyimli bir uzman tarafından uygulama yapıldığında lazer operasyonları hayat kalitesini belirgin şekilde artırmaktadır.
Op. Dr. Diclehan, göz lazerinin bir mucize olmadığını fakat uygun hastalarda yaşam boyu sürebilecek kalıcı bir netlik sunduğunu ifade etmektedir.